Midilli-Lesvos



Ege Denizi'nde komşumuz Yunanistan'a ait olan Midilli Adası son 4-5 yıldır kolaylaştırılmış kapı vize sistemi ile birlikte biz Türkler için popüler bir turizm noktası olmuş durumda. Her yaz adaya ülkemizden pek çok turist gitmekte. Biz de uzun zamandır aklımızda olan bu ziyareti 2017 Ağustos- Eylül ayında gerçekleştirme fırsatı bulduk. Tatil öncesi yaptığım araştırmalarda adaya gidenlerin derlemiş olduğu pek çok yazı olduğunu gördüm. Ben de kendi bakış açım ile size bir güncelleme yapmak istedim.

Midilli'ye gidebilmek için öncelikle en az 6 ay kullanım ömrü olan bir pasaportunuz olması gerekiyor. Sonrasında bir acenta ile otel, feribot(katamaran) ve vize işlemlerinizi hallettirmeniz gerekecek. Kendi arabanız ile adaya geçmek isterseniz aracınız için de yaptırmanız gereken bir takım işlemler olacak ve bunları da acentadan öğrenebilirsiniz.

Adaya giden katamaranlar Ayvalık'tan kalkıyor. Aşağıda fotoğrafını gördüğünüz Deniz Hudut Kapısı'ndan.



İskele'nin hemen karşısında yer alan Jalem Tur'dan yukarıda bahsettiğim hizmetleri alabilirsiniz.Bu da web sayfası; http://www.jalemtur.com
Ben bu organizasyonu adada faaliyet gösteren Yunan turizm acentası Lesvorama ile yaptım; https://www.lesvorama.gr

Neden bu şirkete ile yaptığıma gelecek olursak, daha önce yaptığım araştırmalarda denk geldiğim https://midillininyollaritastan.blogspot.com.tr  bloğunun sahibi Derya Hanım'ın orada yaşıyor ve bu acentada çalışıyor olması idi.


Şimdilik sadece Ayvalık'dan sefer yapan ama Çanakkale Küçükkuyu'dan da başlayacak olan feribot ücreti bir kişi için gidiş-dönüş 30Euro.



Kapıda vize ücreti için acentalık hizmet bedeli dahil kişi başı 55Euro ödüyorsunuz. Bu vize tek seferlik ve maksimum 15 günlük. Sabah saat 09.00'da kalkan feribot(deniz otobüsü) yaklaşık 1 saat sonra adanın Mytilene limanına yanaşıyor.

Mytilene


Şayet kapı vizesi alacaksanız yaklaşık yarım saatlik bir bürokratik işlemden sonra vizenizi alıp adaya hoş gelebiliyorsunuz. Biz tatil için adanın kuzey bölgesindeki Petra'yı tercih ettik. Daha önce rezervasyonunu yaptırdığımız ve bizi bekleyen taksi ile 80km civarında olan yolu yaklaşık 1 saatte kat ederek Petra'ya vardık( Taksi ücreti tek yön 70€). İsterseniz günlüğü 50-70€ aralığında araç da kiralayıp adanın değişik yerlerini gezebilirsiniz.

Aşağıdaki fotoğraf Petra'yı seçme nedenlerimizden sadece bir tanesini gösteriyor;



Bu kaldığımız otel ve fotoğraftan da anlaşılacağı üzere bir başka nedenimiz;



Ülkemizde alışkın olduğumuz her şey dahil sisteminin iflah olmaz bir tutkunu iseniz bu ada size göre değil; en fazla oda- kahvaltı seçeneğiniz var. Kahvaltıda da bizim HD otellerdeki zenginliği bulamayacağınızı da şimdiden ifade edeyim. Mantık belli; otelde az yiyin, doymayın, dışarıda market, restoran ve benzeri yerlerde alışveriş yapıp esnafa da kazandırın. Bence bizim yıllardır ıskaladığımız ve olması gereken sistem de bu zaten.
Sezona ve kalacağınız tesise göre ortalama oda başı gecelik ödeyeceğiniz rakam 40-60€ arası.

Petra'da deniz muhteşem, masmavi, tertemiz ama hafiften biraz çivi gibi. Öğlen 14.00'den sonra biraz daha tenimizin temas etmekten kaçınmayacağı sıcaklığa yanaşabiliyor. Kumsallar tertemiz ve ücretsiz kullanabileceğiniz şezlong ve şemsiyeler hazır asker sizleri bekliyor. Hemen arkalarında bulunan restoran ya da lokanta tarzı mekanların elemanları plajda sizi rahatsız etmeden dolaşıyor, varsa yiyecek, içecek siparişinizi alıyor. Gördüğünüz gibi şemsiyelere monte edilmiş fiyat listeleri ile ne ödeyeceğinizi de önceden biliyorsunuz;

*Fiyat Listesi


Bilinen bira markalarının 2.5-3.00 € civarında olduğunu, bir tabak patates kızartmasının da 3.00€ olduğunu hatırlatalım. Plajlardaki soyunma kabinleri ve işletmelerdeki tesislerin tuvaletlerini de ücretsiz kullanabildiğinizi unutmayın.

Petra'da sanıyorum 2-3km'lik bir sahil var ve bu sahilin kenarında pek çok restoran var. Bu restoranlarda da ne yazık ki ülkemizde çok az yerde bulabileceğiniz lezzetlerde deniz ürünleri servis ediliyor;

İçi özel peynirle doldurulmuş ve ızgarada pişirilmiş kalamar,


Yerken parmaklarınızı da bulaştıracağınız jumbo karidesler

ve olmazsa olmaz Ouzo



The Marmaid bu restoranlardan sadece bir tanesi ve bazı akşamlar canlı müzik de yapıyorlar. Bizim şansımıza o akşam yaklaşık 30 kişilik bir Türk grubu da buradaydı ve bu arkadaşlar İstanbul'da amatör Yunan dansları ekibiymiş. Yunanlılar'ın ağızlarını açarak seyrettikleri sirtaki figürleri bize ekstra tatil piyangosu oldu.


Petra'nın çarşısının olduğu yerde de restoranlar var ve bunlardan en popüler olanı Women's Cooperative (Kadınlar Kooperatifi). Karides, kalamar, ahtapot ve kabak çiçeği dolması en iyi yaptıkları yemekler. Makarna ve tavuk benzeri şeylerden uzak durmakta fayda var.


*Women's Cooperative(Kadınlar Kooperatifi)


*Kabak çiçeği dolması(kızartma).


Petra Kalesi'ne de özellikle gece vakti çıkmanızı ve manzarayı fotoğraflamanızı tavsiye etmek durumundayım. Çarşı'nın içindeki dar sokaktan yaklaşık on dakikada ulaşabileceğiniz mesafede.


*Petra Kalesi

Bu restoranların hemen hemen tamamında iki kişi yemek ve içki dahil(20'lik ouzo) ortalama ödeyeceğiniz ücret 30-35 Euro arası olacaktır.

Petra'nın 4-5km daha kuzey doğusunda yer alan Molyvos ise ayrıca gezilmesi gereken bir yer. Gün içinde bu hat arasında çalışan mavi bir trencik var( Village Train).

Village Train

İki kişi 6€ karşılında yaklaşık 20dakikalık bir turla Molyvos'a gidebiliyorsunuz. Taksi tercih ederseniz 7€.

Molyvos'da çarşıyı ve limanı görmeden, oralarda yemek yemeden dönmeme niyetimizin ne kadar doğru olduğunu ilk gittiğimiz anda fark ettik.

Molyvos çarşısı bizim kapalı çarşı'nın biraz minisi, yarı açığı ve biraz daha doğal olanı gibi duruyor:

Çarşının küçük sokaklarında sıralanmış, minik pek çok dükkan var. Bu dükkanlarda bol çeşitli hediyelik eşyalar satılıyor. İster alışveriş yapın, ister dolaşın. Ya da yine lezzeti ile damaklarınızı okşayacak Hamam  isimli restoranda belki de bölgenin en lezzetli jumbo karidesini yiyip, içkinizi yudumlayın.



*Hamam( çarşı'dan giriş)

Yemeğinizi Hamam'ın balkonunda yemeniz için çok önemli bir sebep var; manzara.


*Hamam (Alt yoldan görünüş)

Bu arada yemek yediğiniz restoranlarda, bir şeyler içtiğiniz kafelerde ya da kaldığınız otelde ücretsiz wifi hizmetinden yararlanabiliyorsunuz. Biz adaya ayak bastığımız anda telefonlarımızı manuel olarak kendi operatörlerimize aldık ve gerektikçe wifi kullandık. Bence siz de öyle yapın, yoksa Yunan operatörlerini kullanma ihtimali kuvvetle muhtemel olan telefonlarınız size tatili umduğunuzdan daha pahalıya getirebilir.

Molyvos'un limanında konuşlanmış sanıyorum 8-10 adet yine harika lezzetli restoranlar mevcut; Octapus, ve Sea Horse bunlardan sadece ikisi. Şayet Ağustos veya Eylül başında buraya geldiyseniz mutlaka Sardalya yemelisiniz. Karides, kalamar veya ahtapotu saymıyorum bile.


Molyvos liman restoranlarından Octopus ve Sea Horse sınırında ay manzarası...

Molyvos çarşısından batı yönüne deniz manzarası.

*Molyvos çarşısının olduğu bölgeden limana doğru özçekim.




Bir dahaki seyahat yazımızda görüşmek üzere kendinize iyi bakın, afiyetler olsun.

www.mudanya.gen.tr

Yorumlar